Ey yağmur gel de silkele hüznümüzü
Al götür hazan tepenin hüzün sokaklarından
Gidenler bizi de almazlar ki yanlarına
Yine yalnız kaldım emanetçi dostlarla
Hüdavendigar yokuşunda bir başına
Hazan tepede dokuz hazan buluştu
Sekiz hazan bir hazanı sakladı
Sekiz hazan dindi bir hazan kaldı
Hazan tepede sekiz hazan hazanı bıraktı
Yusuf (a.s.)’ ın izindeyiz
O kuyuya düşmüştü
Biz yer yarıldı içine düştük sanki
Günahla dolu bir dünyada
Her söyleneni üstümüze alınıyoruz
Hazan sazana belki çok şey yapar ama
Hazan hazana ne yapar ki
Ateş ateşi yakar mı?
Suya su katılırsa bir değişiklik olur mu?
Hazan hazanın hazanını artırır ancak
Hüzne dair ne varsa sepetinde
Getir koy kalbimin ucuna koy
Gün batımında yağız suvari
Hazan tepesi bir gönül eri
Hazan tepesi Allah’ın c.c. eri
Hazandır bak ani çıkan sevdam
Loş çökmüş her yana
Dokunsan dökülür lime lime
Umut dersen tohumda
Aşk dersen gülde türbe gölgesinde
Sen ne ararsın hazan tepesinde
Hazan ayında hazan saatinde
Bir yanım güneşe dönük tebessüm eder
Bir yanım korkudan titrer yüreğim
Susamış bir kervan dolaşır mı etrafta
Bana ulaşan bir kova beklerim kuyularda
Oh hazan tepe oh ben hoş sen sarhoş
Doldur turşunu ana bak bardağımız boş
Çantamızda bir yığın kesilmiş ceza avucumuzda muştu
Savur yelelerini sür atını geç kalmasın tepelere koş
Koca tepeler taşıyamazken hazanı
Şimdi onca hüzün içimizde titrer
Taşı taşıya bilirsen
Don vurdu yara soğudu sızlar
Dayan dayana bilirsen
Hazan vurdu bağa kabirde yer yok
Dövün hazan tepe dövün dövünme vaktidir
Ölüm geldi
Ne feveran eder Allah'ı cc üzersin
Dervişe ırkı sorulmaz
Unuttuk işte
Şekerler erirmiş be ablam
Umutlarımız vardı kapıyla duvar arasın da
ezilen
O yüzden hep bir tahtamız eksik kaldı zaten
Alimin ölümü alemin ölümü gibidir
rahmet ve minnetle
Guré Allay naqşeyn ( Allahın işleri
hikmetlidir)
Doymak diye bir şey yoktur.Ya adam yorulur ya yemek biter.
Hacı IBRAHIM-ZAZACA DEYİŞLER